Batan her geminin , her uçağın farklı bir hikayesi var.Batıklara sadece dalış yapılacak lokasyonlar olarak değilde içinde insan hikayeleri olan zaman kapsülleri olarak bakarsanız dalıştan alacağınız keyif kat kat artacaktır.
Dünya’nın farklı yerlerinde yaptığım onlarca batık dalışı arasında ,Kızıldeniz’de yatan SS Thistlegorm’un bende hep ayrı bir yeri olmuştur.Bu yazıda SS Thistlegorm’un doğuşundan batışına ve tekrar doğuş hikayesinden bahsedeceğim.
Mercan resifleri ve zengin sualtı yaşamı ile dalıcıları büyüleyen Kızıldeniz , derinliklerinde İkinci Dünya Savaşının sessiz bir tanığını saklıyor.Bir zamanların gururlu savaş gemisi olan SS Thistlegorm ; kargosu ve hikayeleri ile Ras Mohammed yakınlarında , 30 metre derinlikte , tarihsel bir simge olarak dalıcıları karşılıyor.
Anavatanı İngiltere olan SS Thistlegorm , 9 Nisan 1940 tarihinde görevine başlamak üzere suya indirilmiş.127 metre uzunluğunda, 4.900 ton ağırlığında olan gemi rahatlıkla 10knot seyir hızına erişebilen donanımlı bir gemi.Yazının başında SS Thistlegorm için ‘ Savaş Gemisi ‘ tabirini kullansamda aslında gemi ‘Silahlı Yük Gemisi’ olarak sınıflandırılmış.Amerika , Arjantin ve Hollanda Antillerindeki görevlerinin ardından ,1941 yılında son yolculuğu için hazırlanmaya başlıyor.Görevi ; İkinci Dünya Savaşının en ateşli olduğu dönemlerde Kuzey Afrika’daki İngiliz birliklerine cephane , silah ve günlük ihtiyaçları da içeren kargo taşımak.
Thistlegorm’un içine yaptığınız dalışta adeta bir zaman kapsülünde hissediyorsunuz.İçerisinde motorsikletler , kamyonlar , cephane sandıkları , giysiler , ayakkabılar ve hatta lokomatif bile var.
Ayrıca bu hayati kargoyu İngiliz birliklerine ulaştırmakla görevlendirilmiş olan 40 kişilik subay ve denizcilerden oluşan mürettebat gemide görev yapmaktaymış.
Kaptan William Ellis komutasındaki gemi, İskoçya’dan Mısır’a doğru yola çıktıktan sonra Güney Afrika’da ve daha sonra Yemen’de yakıt ikmali için kısa bir mola veriyor.HMS Carlisle Kruvazor gemiside bu yolculuğunda Thistlegorm’a eşlik ediyor.SS Thistlegorm sessizce yolculuğuna devam ederken Suveyş kanalında Alman mayınına çarpan bir geminin geçiti kapatması üzerine geçit tekrar açılana kadar güvenli bir yere demir atma emri alıyor.Güvenli olduğunu düşündüklere yere demir atıp , beklemeye başlıyorlar.O gece birçoğu asker bile olmayan mürettebat muhtemelen Kızıldeniz’in sessizliğinde dinleniyor ,belki bu bekleme zamanını ailelerine mektup yazarak geçiyorlardı.
6 Ekim 1941 günü ,Girit’ten kalkan Alman Savaş Uçakları ( Heinken He-111) Cruise gemisinden dönüştülen ve cepheye 1200 Avustraya Askeri taşıyan RMS Queen Mary gemisini bulmak ve batırmakla görevlendirilmişti.Başarısız geçen arama görevinin ardından yakıtları iyice azalan Alman uçakları dönüş yolundayken Kızıldeniz’de savunmasızca uykusunda olan SS Thistlegorm ile karşılaştılar.Hiç tereddüt etmeden savurdukları iki adet bomba direk olarak makina dairesini ve mühimmatın olduğu kargo bölümünü hedef aldı..SS Thistlegorm büyük bir patlama ile sarsıldı.SS Thistlegorm’dan havaya uçan parçalar biraz daha uzakta demirlenmiş olan HMS Carlisle’ye kadar ulaştı.Gemi , patlamada hayatını kaybeden 9 denizci ile birlikte 30 metre derinlikte sessizliğe gömüldü.Hayatta kalan mürettebat HMS Carliste tarafından kurtarıldı.
Uzun yıllar rahatsız edilmeden sessizce uykusunda olan SS Thistlegorm , 1955 senesinde Kaptan Cousteau ve araştırma ekibi tarafından keşfediliyor.Muhtemelen yerel balıkçıların verdiği bilgiler doğrultusunda yerini tespit ediyorlar.
Cousteau’nun iki yakın arkadaşı Albert ve Frederic batığa birkaç dalış yapıp , tarihi keşfi kayıt altına alıyor.Kaptan’ın ‘Sessiz Dünya’ belgeseli izler ve 1956 yılında National Geographic dergisinde yazdığı makalesini okursanız detayları görebilirsiniz.Belgesele baktığızda SS Thistlegorm’un direğinin hala sağlam ve yüzeye yakın olduğunu görebilirsiniz.Fakat Kaptan Cousteau , SS Thistlegorm’un bir süre daha sessizlikte kalmasını istemiş olacak ki geminin direğini kesip , batığın bulunduğu koordinatları kitabına yanlış işlemiş.
1974 yılında bir denizci tarafından tekrardan keşfedilen SS Thistlegorm , 1992 yılında Hurgada’lı yerel bir kaptan tarafından turizme açılıyor.Daha sonra batığın populerliği günden güne katlanarak arttı ve günümüzde Batıkların Kraliçesi olarak görkemini koruyor.
Batık ile ilgili bazı gizemler hala anlaşılabilmiş değil.Mesela neden Kaptan Cousteau’nun batığın yerini gizlediği ?
Kargo’nun büyük kısmı hala batığın içindeyken tıbbi malzemerin tamamı ortadan kaybolmuş mesela ?İddialara göre gemi batırıldıktan bir kaç yıl sonra bazı tıbbi malzemeler Mısırda sokaklarda satılıyormuş ?
Ağır kargo ile yüklü , okyanusta sefer yapan bir geminin ortadaki kompartımanın boş olmasıda bazı soruları akıllara getiriyor tabi.
Kargo olarak gemide gemide bulunan kamyonetlerden sadece 2 tanesinin direksiyonu üzerinde , maalesef diğerleri barbarlığın kurbanı olmuş.Sadece bu değil , gemiden birçok parça izinli veya izinsiz şekilde çıkartılmış.Hatta Ebay üzerinden satışa çıkartılan parçalar bile var.
SS Thistlegorm bugün arkeolojik olarak korunan yılda binlerde dalıcının ziyaret ettiği bir batık. Mutlaka bir gün tekrar dalış yapmak isteğim bu batık, eminim ki beni oraya ilk yaptığım dalışım kadar heyecanlandıracak.
Bir dalış noktası olarak SS Thistlegorm’u bir sonraki yazıda inceleyeceğim.
Şimdilik Hoşçakalın.