…. yoğun geçen günün ardından tek odalı ahşap evinizdeki farelerin gece tıkırtıları sizi rahatsız etmez , belki de zamanla alıştığımız için . Gün erken başlar tropikal adalarda hem yapılacak çok iş vardır hem de günün en serin saatleri olduğu için en keyifli saatleri sabah saatleridir.Bembeyaz kumsallar boş olur sabahları , hindistan cevizleri ağaçları altında yürüyerek en fazla 6-7 adım sonrasında okyanusa ulaşırsınız.Gece avarelik yapmak içn karaya çıkan yengeçler sizi farkedince hızlı adımlarla evlerine dönmek için telaş ederler . Ve yavaş yavaş güneş yakmaya başlar ..
Evet böyle anlatınca kulağa romantik bir rüya gibi geldiğini biliyorum . Acaba gerçekten öyle mi ? Kamboçya’daki KohRong Sanloem adası şu ana kadar yaşadığım ve çalıştığım adalardan bir tanesi. Ufak adalarda yaşam her nekadar fantastik gözüksede herkes için doğru bir yaşam tarzı olmayabilir.Eğer kendinize ait bir tekneniz yoksa adadan istediğiniz zaman çıkamayacağınızı bilmek zaman zaman hapsolmuşluk hissine sebep olur.Özellikle uzun zaman adadan çıkmamışsanız bir zaman sonra adanın dışındaki hayattan soyutlanmaya başlarsınız . Bence uzun vadede oluşabilecek en büyük sorun bu .
Sosyal hayata bakacak olursak KohRong Sanloem turistlik bir ada olduğu için gün içerisinde çok fazla anakaradan ziyaretçi geliyor.Bunun dışında tabiki adada 3-5 gün konaklamak için gelen giden gezginlerde oluyor.Ama günün sonunda burda kurduğunuz arkadaşlıkların çoğu ikincil ilişki olarak kalıyor.Yani otobüste giderken tanıştığınız ve biraz sohbet ettiğiniz birileriyle çok farkı yok.Başka bir yazıda bahsedeceğim KohRong adasından farklı olarak Sanloem adasında daha sakin bir gece hayatı var.Sahil boyunca eğlenebileceğiniz bar ve restaurantlar , Asya klasiği olan ateş dansları.Adada yaşayanlar için ise genelde standart bir gün oluyor.Yakın olduğumuz birkaç mekanda yemek sonra biraz sohbet ve gün sonu.
Kamboçya devlet etkisini en az hissedeceğiniz ülkelerden bir tanesi . Adalara geldiğinizde bu etki iyice azalıyor.Adada bir adet polis karakolu , karakol içinde bir hamak ve hamak için mesai yapan 3 adet polis memuru.Genellikle kayıp çalıntı işleriyle uğraşıyorlar.Ayrıca adada orduyu temsilen bir subayda var . Adada bir güvenlik sorunu yok o sebeple çokta polis ihtiyacı olmuyor.
Sağlık konusuna gelirsek ufak bir sağlık ocağı buluyor.İçerde acil durumlar için pansuman yapılabilecek ekipman mevcut.Çok fazla beklentiniz olmasın ama doktor ingilizce bilen sakin biriydi.Benim bir kere sağlık ocağına gitmem gerekti ve gittiğimde kapalıydı.Sonra biraz çevresine baktığımda doktoru sağlık ocağının arkasında toprağı çapalarken buldum.Acil değilse sonra gel şimdi bahçeye bakıyorum dedi .Bir daha gitmedim tabiki .
Yeme içme konusuna gelirsek adaya ilk gittiğimde yemek için kumsalı takip et orda sana göre birşeyler var demişlerdi.Bende anlamadan yürümeye başladım.Biraz sonra sol tarafta hamur açan Uğur abi ile tanıştım . Uğur abi bir süredir adada restaurant işleten bir abimizde ve sağolsun menü dışındaki isteklerimizde hiç kırmadı.Hatta mutfağını bile kullandırıyordu bize.Tabiki farklı seçeneklerde mevcut.Özellikte taze tropik meyveleri seviyorsanız kahvaltı için çok güzel bir seçenek oluyorlar.Temel ihtiyaçlar içinde adada iki adet market var ..Ürün çeşitliliği sınırlı olsada temel ihtiyaçları bulabilirsiniz.Sadece son kullanma tarihlerine bakmayı unutmayın.
Gördüğünüz gibi adada aslında temel anlamda ihtiyacımız olan herşey var.Günlük hayatın koşuşturmasından kaçabileceğiniz ve sakin bir hayat süreceğiniz bir ortam.Bunu yaparken dünyadan bağınızı koparmayaya özen göstermeniz lazım yoksa ada hayatı tek gerçekliğiniz olabilir.
Kalın Sağlıcakla