U.S Virgin Adalarının Kalbi Saint Thomas

Yüksekten güneşin ısıttığı tepeler, tepelere dağınık şekilde yerleştirilmiş beyaz evler ve güneşe inat daha parlak olmaya çalışan masmavi bir okyanus. İşte okyanustan baktığımda Saint Thomas’a karşı ilk izlenimlerim bu şekildeydi. Saint Thomas’ın başkenti olan Charlotte Amalie’e yaklaştıkça evler şekillenmeye ve mimari kendini göstermeye başladı. Denizden esen ılık meltem yerini betondan yansıyan sıcak havaya, okyanusun sessizliği yerini turist koşuşturmasına..

Saint Thomas Seyahati ve Gezi Rehberi

Diğer Karayip adalarına kıyasla ada mimarisindeki farklılık dikkat çekici. Bunun sebebi adanın tarihi. Saint Thomas’ın köklerine indiğimizde adanın gerçek sahipleri olan yerli Arawak ve Carib halklarına ulaşıyoruz. Ada halkının dışarı ile ilk temas ettiği 1493 yılına kadar bu halklar adalarında doğa ile iç içe bir uyum halinde yaşıyorlardı. Christopher Columbus’un bu ilk temasından sonra 1671 yılına kadar Saint Thomas kendi haline bırakılmış. 1671 yılında Danimarkalı West India Ticaret Şirketi bu adaya Şeker ve Rum ticareti yapmak için ilk kalıcı yerleşimini kurmuş. Ada mimarisindeki farklılığın sebebi Danimarka etkisinden kaynaklı. Adanın en eski yapısı olan Fort Christian, Danimarkalılar tarafından inşaa edilmiş ve hala sapasağlam ayakta.

Danimarka kontrolündeki Saint Thomas Atlantik Köle Ticaretinde önemli bir noktaya ulaşmış. Birinci Dünya Savaşı sırasında Amerika strajedik bir hamle yaparak 25Milyon Dolara Saint Thomas’ı satın almış. Ve adadaki Danimarka hakimiyeti sona ermiş.

Saint Thomas sokaklarında yürürken adanın birbiri içine geçerek oluşmuş Afrika, Avrupa ve Karayip kültürünü hemen farkediyorsunuz. Müzik heryerde yerel halk müziği olan Quelbe’nin canlılığı bambaşka.

Dar sokakları yürürken adanın dokusunu yansıtan fotoğraf çekebilmek neredeyse imkansız. Geçen yıllara rağmen dimdik ayakta duran tarihi evlerin önünde bunun tam karşıtı olan son model American arabaları dizilmiş.

Saint Thomas’ın 51.000 kişiye ev sahipliği yapıyor. Yani Virgin Adaları içerisideki en büyük ada konumunda. En büyük şehir ve merkez olan Charlotte Amalie nüfüsun çoğuna sahip. Ada’nın resmi dili ingilizce fakat ada tarihinden dolayı İspanyolca ve Danish konuşan gruplarda var.

Ada ekonomisi her ne kadar turizme bağlı olsada burada öğrendiğim bir bilgi beni çok mutlu etti. Karayip adalarının çoğu kıta ülkelerine ve çoğunlukla Amerika’ya bağımlı bir ekonomiye sahip. Kağıt üzerinde bağımsız ülkeler olsalar da ekonomik bağımlılık devam ediyor. Fakat Saint Thomas ana karaya bağımlı olmaktan çok kendi kendine yetebilecek tarımsal üretimi gerçekleştirebilecek kapasiteye ulaşmış. Bunun muhtemel sebebi Amerika’nın burada bu altyapıyı oluşturması fakat diğer Karayip ülkelerine örnek olması açısından önemli bir durum.

Para birimi olarak USD geçerli. Ulaşım için araba kiralamak adayı keşfetmek için kolaylık sağlayabilir. Aklımızda olsun Saint Thomas’ta trafik sağdan akıyor.

Eğer daha kısa mesafelerde seyahat edecekseniz bisiklet kiralamak hem ada yaşantısına daha uygun olacaktır hem de sizi bu adaya hiç yakışmayan trafik sorunundan uzak tutar.

Aralık ve Nisan ayları burayı ziyaret etmek için en uygun zaman olabilir. Fakat yüksek sezon olduğu için fiyatlar biraz yüksek ve ada biraz kalabalık olacaktır. Eğer daha sakin ve bütçe dostu bir seyahat arıyorsanız Temmuz ve Kasım ayları daha uygun olur. Fakat bu dönem kasırga sezonu olduğu için hava koşulları tüm aktiviteler için çok elverişli olmayabilir.

Ada’nın doğası, denizi ve plajları sizi kesinlikle mutlu edecektir. Ada sokaklarında dolaştıkta hem farklı kültürlerin hem de tarihin iç içe geçtiğini göreceksiniz.Turistlerin yoğun olduğu bölgelerden uzaklaşıp ada halkına karıştıkça Saint Thomas’ı daha yakında tanıma fırsatı bulacaksınız.

Size tavsiyem buraya kadar gelmişken Saint Thomas’ın sualtı güzelliklerini görmeden gitmeyin. Bir sonraki yazımda Saint Thomas’ın sualtından bahsedeceğim ve burada yaptığım kurslar boyunca çektiğim fotoğrafları paylaşacağım.

Keyifli Okumalar

En Popüler